‘İnsan yaşamına dokunabilmek’ | Olcay Barış ile Diyetisyen Sohbetleri
Merhaba! Diyetisyen Sohbetleri’nde bu ayki konuğum; Diyetisyen Olcay Barış! Birçoğumuzun ‘Diyetisyenlik Eğitimi ve Meslek Etiği’ kitabıyla bildiği Olcay Hanım ile bölüm ve meslek hakkında harika bir röportaj yaptık. Diyetetik okumak isteyenlere ve mevcut diyetetik öğrencilerine yol gösterebilecek çok güzel bir yazı oldu. Bölümün eğitiminden, akademisyenlikten, yurtdışında diyetetik eğitiminden bahsettik. Umarım faydalı olur 🙂
Merhaba Olcay Hanım. Öncelikle röportaj isteğimi kabul ettiğiniz çok teşekkür ederim. Okuyucularımıza kendinizden ve kariyerinizden biraz bahseder misiniz?
1988 yılında İstanbul’ da doğdum. Lise eğitimimi Marmara Fen Lisesi’ nde tamamladım. 2006 yılında Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ ne girdim, 2011 yılında mezun oldum. Lisans eğitimimle beraber Başkent İletişim Bilimleri Akademisi’nde Diksiyon eğitimimi tamamladım. Daha sonra Haliç Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Beslenme ve Diyetetik Anabilim Dalı’nda başladığım yüksek lisans eğitim programından 2014 yılında mezun olarak “Uzman Diyetisyen” ünvanını aldım ve hemen ardından Acıbadem Üniversitesi’nde doktora programına başladım.
Çalışma hayatıma Temmuz 2011′ de Acıbadem Sağlık Grubu’nda başladım. 6 yıldır aktif olarak klinik, poliklinik ve kurum diyetisyeni olarak çalıştıktan sonra 2017 yılında Florya Liv Hospital’da görevime başladım. Ayaktan ve yatarak tedavi gören danışanlarımın beslenme programlarını düzenlemekteyim. Özellikle obezite, kilo alma, diyabet, gestasyonel diyabet, çocuklarda obezite, kanserde beslenme, endokrin hastalıklarında beslenme, sindirim hastalıklarında beslenme, kalp hastalıklarında beslenme, karaciğer hastalıklarında beslenme ve sporcu beslenmesi gibi konularda danışmanlık hizmeti vermekteyim aynı zamanda Türkiye Diyetisyenler Derneği ve European Chrohn’s and Colitis Organisation üyesiyim. Aynı zamanda 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılı güz ve bahar döneminde Bahçeşehir Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde öğretim görevlisi olarak ders vermeye başladım.
Prof. Dr. Muhittin Tayfur hocam ile birlikte ”Diyetisyenlik Eğitimi ve Meslek Etiği” nin birinci-ikinci basımı ve ”Diyetisyenin Çalışma Rehberi” adlı toplam üç adet kitap yayınım bulunmaktadır. Aynı zamanda Health&Fitness dergisine 2017 yılı nisan ayından itibaren her ay yazı yazmaya devam etmekteyim.
Beslenme okumaya nasıl karar verdiniz? Sizi bu bölüme yönlendiren ne oldu?
Aslında itiraf etmeliyim ki aklımda hiç olmayan bir meslekti benimki. Ben üniversite sınavına girdiğim zaman “beslenme ve diyet bölümü” Türkiye’de sadece 3 üniversitede vardı. (Hacettepe, Başkent ve Erciyes) ben de sadece Hacettepe’de olduğunu biliyordum ve o puanı tutturmam çok zor diye heveslenmek istemiyordum. Sonrasında ortaokulumun kurucularından sevgili Füsun ve Asuman hocam ile görüştüm. Artık bir tercih yapmam gerekiyordu. Beni o kadar iyi tanıyorlardı ki insanlar ile birebir ilişkide bulunabileceğim bir meslek seçmemi, sosyalliğimin devam etmesi gerektiğini vurguladılar. Benim için diyetisyenlik mesleğinin çok uygun olduğunu belirttiler. Beni bu bölüme yönlendiren rehber hocalarım oldu açıkçası.
Diyetisyenlik Eğitimi ve Meslek Etiği adlı bir kitabınız var. Bize kitabınızdan kısaca bahseder misiniz?
Nazan arkadaşımla beraber lisans tezimizi yaptığımızda sevgili Muhittin hocam bu tezi kitap haline getirmemiz gerektiğini söylemişti ve çok mutlu olmuştuk. En büyük şansımız o sıralar mesleki etikle ilgili bir Türkçe kitabın olmamasıydı. Kitabımızda mesleki etiğin önemi, gereklilikleri, Türkiye’de ve Dünya’da mesleki etiğin durumunu anlattık.
Diyetetik okurken, mezun olduğunuz dönemde ya da iş hayatınızda sizi en çok zorlayan şey neydi?
Lisansta okurken 1.sınıfı 1.86 ortalama ile geçmem beni hem üzdü hem zorladı diyebilirim sonra kendime geldim ve bu mesleği isteyerek seçtiğimi kendime hatırlatarak tam gaz çalışmaya devam ettim. İş hayatımda ise beni en çok zorlayan yoğun bakımdaki enteral beslediğim hastamın vefat haberini duymak olmuştu.
Mesleğiniz ile ilgili en sevdiğiniz şey nedir?
İnsanlara ve insan yaşamına dokunabilmek.
Bölümü yurtdışında okumak isteyenler var. Türkiye’deki diyetetik eğitimi ile Avrupa’daki ve Amerika’daki diyetetik eğitimi çok farklı biliyorsunuz. Ben lisansı Türkiye’de okuyup yüksek lisansı yurtdışında okuma taraftarıyım. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Gerçekten mesleğimizde kendimize fark katmak çok önemli ve bunun da en önemli yolunun dilimizi geliştirmek hatta birkaç dil öğrenmek olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden ben de yurtdışında yüksek lisans okumanın çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bölümümüzde branşlaşma gittikçe yaygınlaşıyor. Çoğunluk yüksek lisans yapmaya yöneliyor. Ülkemizde eksik olduğunu düşündüğünüz ve öğrencilerin bu alana yönelmesini tavsiye ettiğiniz bir uzmanlık alanı var mı? Sizce hangi alanların önü açık?
Yurtdışında bizim gibi 4 yıllık lisans okuyan ardından branşlaşan (onkoloji diyetisyeni, çocuk diyetisyeni gibi…) meslektaşlarımız registered dietician oluyorlar. Bizim de branşlaşmamız kendimizi geliştirmemiz açısından çok etkili olacaktır düşüncesindeyim. Özellikle çocuk metabolizma alanında çok eksiklik olduğunu düşünüyorum.
Bölümün eğitimi hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce bölümün ne gibi avantajları ve dezavantajları var?
Bölümümüz ayrıntılı tıp dersleriyle beraber bölüm derslerimizi içeriyor. Dezavantajımızın çok fazla açılan üniversitesiyle doğru orantılı olarak staj imkanı olamaması olduğu düşünüyorum açıkçası. Fazla mezun sayımızdan dolayı kendimizi daha iyi geliştirmemiz gerekiyor.
Aynı zamanda Bahçeşehir Üniversitesi’nde akademisyensiniz. Diyetetik bölümünü seçerken bile akademisyen olma hayaliyle gelenler var. Akademisyen olmak nasıl sizce? Hangi dersleri veriyorsunuz?
Akademisyenlik bir şeyler öğretebilme mutluluğu, güncel yayınları sürekli takip etme gerekliliği açısından bana çok keyifli geldi açıkçası. Araştırmayı seven, öğrencilere bir şeyler katmak isteyen, çalışan, isteyen herkes akademisyen olabilir diye düşünüyorum. Ben Bahçeşehir Üniversitesi’nde “Beslenme Eğitim ve Danışmanlığı” dersini veriyorum.
Beslenme ve diyetetik bölümü öğrencilerine tavsiyeleriniz neler? Bana kendilerini geliştirebilmek için okuyabilecekleri kitaplar soranlar oluyor. Diyetetik öğrencileri için kitap tavsiyeniz var mı?
İlerideki meslektaşlarımız için özellikle ADA, WHO, FDA, Pubmed, Science Direct, Research Gate gibi kaynaklardan konu başlığı taramalarını ve ilgilendikleri mesleki konularla ilgili (ücretsiz ulaşabilecekleri position paper, practice paper ları) okumalarını tavsiye ederim.
“How Food Works” gerçekten çok geliştirici bir kitap Remzi kitabevinden almıştım, bunun yanında daha sosyal kitaplar olan “duygusal beyin: bağırsak”, “yemek bağımlılığı”, “yeme bozuklukları terapisi”, “beyin-bağırsak bağlantısı”, “zekam senin elinde”, “büyüleyici bağırsak” kitaplarını da seve seve tavsiye edebilirim.
Bölümü okumak isteyenler için söylemek istediğiniz bir şeyler var mı? Bana ‘benim biyolojim iyi değil, bölümü okurken zorlanır mıyım’ gibi sorular geliyor. Sizce böyle bir temel gereksinim var mı?
İsteyen herkesin bölümümüzü okuyabileceğini düşünüyorum şahsen benim de biyolojim gerçekten çok kötüydü
Vakit ayırıp bize deneyimlerinizi aktardığınız için çok teşekkür ederim! Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Ben teşekkür ederim. Çok sevgiler
Olcay Hanımın websitesi; http://olcaybaris.com/
Kitapları hakkında ayrıntılı bilgi için; http://olcaybaris.com/Yayinlanmis-Kitaplarim
Instagram’dan takip etmek isterseniz; http://instagram.com/olcaybaris
Yazı umarım faydalı olmuştur. Elimden geldiğince daha çok diyetisyenle röportaj yapıp yayımlamaya çalışacağım. Farklı alanlarda çalışan diyetisyenlerle röportajlar yapıp sizlere çalışabileceğimiz alanları göstermek temel amacım. Eğer röportaj yapmamı istediğiniz bir diyetisyen varsa burada yorum yazabilir veya bana mail atabilirsiniz: mektepli.seyma@gmail.com
Sevgiler!
Diyetisyen Sohbetleri’nde geçen ayki konuğum Diyetisyen Didem Kanca Üstay’dı. Röportajımıza buradan ulaşabilirsiniz;
‘Kilo alıp vere vere diyetisyen oldu!’ | Didem Kanca Üstay ile Diyetisyen Sohbetleri
4 okuyucu bu yazıyı sevmiiiş!