Yaşam Tarzı

Gezegeni Kurtarmak için Yapabileceğimiz Şeyler

Ekolojik dengenin giderek bozulduğunu ve doğal kaynakların giderek azaldığını herkes biliyor. Ama ne yazık ki çok çok az insan bu konuda bir şeyler yapıyor. Son zamanlarda zero waste akımı, plastic free fuly gibi akımlar başlayınca biraz daha bilinç arttı ama yine de yeterli değil. Çünkü neredeyse her gün yaptığımız bazı şeylerin gezegene zarar verdiğini bilmiyoruz. Ben bu yolda, bildiğim kadarıyla gezegeni kurtarmak için neler yapabileceğimizi anlatacağım. Bir kişiyi bile etkilesem, ne mutlu bana. Birçok insan ‘dünyayı ben mi kurtaracağım ya bir tane pipetten/poşetten ne olacak’ diye düşünüyor. Ben de diyorum ki; Evet biz kurtaracağız. Çünkü; sen yapmayacaksın, ben yapmayacağım, kim yapacak?

Pipet kullanımınızı azaltın, mümkünse paslanmaz çelik/ kağıt pipetlere geçin.

Burnuna pipet girmiş deniz kaplumbağası videosunu hepiniz görmüşsünüzdür. Ben normalde duygusal bir insan olmasam da o videoyu izleyince hüngür hüngür ağlamıştım. O video, hem çevre konusunda daha dikkatli olmamı hem de et tüketimimi daha da azaltmamı sağlamıştı.

Pipetler, plastikten yapılıyor. Plastik, tamamen yapay bir madde! Doğada hiç çözünmüyor. Yani bu şu demek; dünyada üretilen hiçbir plastik yok olmuyor! Şimdiye kadar üretilmiş tüm plastikler hala dünyada duruyor; hiçbiri çözünmedi, eriyip gitmedi ya da kaybolmadı. Bundan sonra üretilen plastikler de aynı şekilde kalacak. Evet bir kısmı geri dönüştürülüyor ama çok çok küçük bir kısmı. Çünkü plastikler genelde karışım oluyor ve karşım olanlar geri dönüştürülemiyor. Üstelik geri dönüştürebilmesi için plastiğin temiz olması gerekiyor. Peynir kapları, yoğurt kapları vs hep pis atılyor ve bunlar geri dönüşüm kutusuna atılsa da çöpe gidiyor. Ayrıca plastiğin geri dönüştürülmesi çok çok masraflı oluyor. Bu yüzden neredeyse hiçbir firma bu işe yanaşmıyor. Düşünsenize, zarar edeceğini bile bile hangi işletme bu işe girer? Bunlar ve daha birçok sebepten dolayı; üretilen plastiklerin geri dönüştürülme oranı %10’un altında. (%7 diye okumuştum ama doğru hatırlayıp hatırlamadığımdan emin değilim)

Geri dönüştürülebilir diş fırçası kullanın

Herkesin 3-4 ayda bir diş fırçası değiştirdiğini düşünün. Diş fırçaları %100 plastik ve geri dönüştürülmüyorlar. Artık piyasada bambudan yapılan diş fırçaları var. Fiyatları 20-30 tl civarı. Ben henüz eczanelerde bulamadım, internetten almayı düşünüyorum. Kutusuyla da geri dönüştürülebilir olduğunu bildiğim diş fırçası markası; Humble Brush

Hazır gıdalar ve eve servis edilen yiyeceklerin ambalajlarına dikkat edin;

Poşet + peçeteler + ıslak mendil ve paketi + plastik kaşık çatal bıçak + tuz paketi + baharat paketi + yiyeceğin konulduğu paket + …

Dışarıdan yemek söylediğiniz zaman ne kadar çok çöp çıktığını fark ettiniz mi hiç? Hem sağlıksız beslendiniz hem de bir sürü plastik ve kâğıt atık çıkarmış oldunuz. Lütfen, lütfen dışarıdan sık sık yemek söyleyen bir insansanız ne kadar çöp çıkardığınızı fark edin ve lütfen daha duyarlı olun.

Poşetler;

Bildiğin gibi 2019 Ocak’ta marketlerde poşetler ücretli olarak satılmaya başlanacak. Ne güzel! O kadar sevindim ki! Almanya’ya gittiğimde en en en sevdiğim şey bu olmuştu! (Bir de plastik şişe atınca para veren makineler <3 ben!) Geçen yaz Almanya’ya gittiğimde Rewe’den büyük çanta, Penny’den kumaş çanta ve Rossman’dan üç tane desenli çanta almıştım. Rossman’dan aldıklarımın minik çantaları var, onların içine sıkıştırıp devamlı yanımda taşıyorum. Bu çantalarım yanımda değilse, yanımdaki çantama tıkıyorum. Çantam olmadığı için yoğurt kovasını sapından tutup eve götürmüşlüğüm bile var.

Plastik ambalajlı yiyecek tüketiminizi azaltın

Üstte yoğurttan bahsetmişken bu konuya da girmek istedim. İngilizce’de benim çok sevdiğim birkaç söz var;

Real food doesn’t have ingredient lists (Gerçek yiyeceklerin içindekiler listesi olmaz)

Real food doesn’t come with packaging (Gerçek yiyecekler paketli olmaz)

Çok doğru! Sebze ve meyve tüketiminizi artırın. Yiyecekleri olabildiğince ambalajsız almaya çalışın (ama açık yerlerden alıp da aflatoksin zehirlenmesi geçirmeyin) Ben bu konuda biraz şanslıyım; badem, ceviz, bal, salça ve nohut gibi yiyecekler köyden geldiği için kavanozlu geliyor. Onun dışında peynir, yoğurt ve kefir gibi yiyecekler için ambalajlı şeyler alıyorum sadece. Peynir ve yoğurt tüketimimi azalttım ama kefiri her gün içmeye devam ediyorum.

Keşke toplu yiyecek satan yerler burada da yaygınlaşsa da kavanozlarımızla gidip alışveriş yapabilsek. Zero waste biraz daha yayılırsa Türkiye’de de böyle marketler yaygınlaşır diye umuyorum.

Her şeyi geçtim, en azından sebze meyve alırken ambalajlı olanları almayın lütfen. Meyve sebze alırken kullandığımız poşetler yerine de kendiniz kumaş çanta dikebilirsiniz. Ben henüz sebze torbası dikmedim kendime. Zaten küçük taneli bir şey almadığım için genelde poşetsiz alıyorum.

Kahvecilerde kahveyi fincanda alın veya termosunuzu götürün.

Ülkedeki starbucks sayısını ve müşterilerinin ne kadar çok olduğunu düşünün. Belki %90’ı hatta daha da fazlası plastik kapaklı karton bardakta alıyor kahvesini. Beni en çok üzen de ismi yanlış yazdıklarında veya sipariş hatalı olduğunda bardakların çöpü boyluyor olması. Termosunuz yoksa – ve sık sık kahve/ çay içiyorsanız – kesinlikle bir tane edinin. Ben contigo kullanıyorum, memnunum. Termosum yoksa da kahvemi fincanda istiyorum. Bir sürü peçete harcamıyorum. Termosum yokken to go kahve alacağım zaman önceden aldığım plastik tıkacı ve karton tutacağı yanımda götürüyordum. Termos alamıyorsanız böyle yapmayı deneyebilirsiniz en azından.

Makyaj temizleme pamukları için alternatifler üretin;

Bunu kimde görmüştüm hatırlamıyorum. Şöyle bir şey yapıyorlar; eski kıyafetlerinden (%100 pamuklulardan) küçük halkalar kesip kenarlarını dikiyorlar. Onları cam bir kavanozda, çeşitli yağlar içinde bekletiyorlar ve makyajlarını bununla temizliyorlar. Ben bunu yapmayı çok istiyorum ama cildim akneye meyilli. Yağların büyük bir çoğunluğu da komedojenik. Kaş yapacağım derken göz çıkarma ihtimalim çok yüksek. Sanırım, en azından pamuk yerine kumaş yapıp normal makyaj temizleyicilerle kullanmaya devam edeceğim.

Kullandığınız makyaj ve cilt bakımı ürünlerini azaltın! Dönüştürülebilen ambalajlı ürünler ve Cruelty-free ürünler tercih edin.

Dünyanın ürününü kullanıyoruz ama bunların plastiğinin farkında değiliz. Bittikçe atıp yenisini alıyoruz. Önceden ben de koca bir çantayı dolduracak kadar çok ürün kullanıyordum. Ürün miktarımı azalttıkça, atık miktarımın da azaldığını fark ettiğimde çok sevinmiştim. Önceden 3 tane nemlendiricim, 2-3 tane aktif maddeli kremim vardıysa şimdi 1 nemlendiricim 1 aktif maddeli kremim oluyor. Hatta şu anda ikisi bir arada… Hem cildiniz için daha doğru bir karar vermiş olursunuz hem de atığınız azalır. Bildiğiniz geri dönüşümlü ambalajlar kullanan marka varsa lütfen bizimle paylaşın! Bildiğim kadarıyla Yves Rocher dönüştürülebilir ambalajlar üretiyor (ama ürünlerinin problemli ciltler için faydalı olduğunu düşünmüyorum) Onun dışında Dalan ve Eyüp Sabri Tuncer’in vegan sertifikalı şampuanları ve duş jelleri var. Yeşil Anne markası da ecocert sertifikalı deterjanlar üretiyor. Ben bu markaların hiçbir ürününü denemedim henüz ama ilk fırsatta alacağım. (Deneyenler yorumlarını bizimle paylaşırsa çok seviniriz) Yerli markalara da destek olalım böylece.

Piller!

Artık çoğu kişi pil kullanmıyor ama yine de belirtmek istedim. Pilleri lütfen uygun geri dönüşüm kutusuna atın. Bir tane diye önemsemeyebilirsiniz ama artık neredeyse her yerde kutuları var. Gerekirse devamlı çantanızda taşıyın, muhakkak bir yerde görürsünüz. Eğer çok sık pil kullanmanız gerektiren aletleriniz varsa şarj edilebilen pilleri deneyin.

Peçeteler!

Aman tanrım, o kadar çok peçete/kâğıt havlu tüketiyoruz ki! Ben dikkat etmeme rağmen hala gereğinden fazla kullandığımı fark ediyorum. Elim alışmış, hemen uzanıp koparıveriyorum. Aklıma geldikçe, bezle temizlemeye özen gösteriyorum. Lütfen kullandığınız peçete miktarını azaltın, mümkün olduğu kadar bez kullanın. AVM’lerde tuvaletlerde bedava diye bol bol koparıp harcamayın. Bunların üretimi için özel üretilmiş ağaçlar kesiliyor olabilir ama yine de ağaç kesiliyor!

Geri dönüştürülmüş defterler, kağıtlar kullanın.

Sanırım Gıpta idi, bir markanın taş defterleri vardı bir ara çok yaygındı. Artık pek görmüyorum ama muhtemelen hala vardır. Üretimi için hiç ağaç kullanılmıyor ve çok az su harcanıyor. Kurşun kalemle yazılmıyor ama acayip kaygan yüzeyi var tükenmez kalemle kayıp gidiyor yazılar.

Mopak’ın tamamen geri dönüştürülmüş malzemeden üretilmiş defterleri var. İzmir’de Forum Bornova’da stantları var. Geri dönüşüm için plastik ve kağıt atık götürdüğünüzde defter hediye ediyorlar. Ben geçen sene hep onların defterlerini kullandım.

Processed with VSCO with a6 preset

Kıyafet bağışı yapın!

Şimdi diyeceksiniz ki bu ne alaka. Şöyle ki; her bir t-shirt’ün üretimi için 1500 litre su harcanıyormuş. Kıyafet üretiminde çok su gerektiğini biliyordum ama bu rakamdan haberim yoktu. Öğrenince şoka girdim. Zaten sırf ucuz diye kıyafet almayan bir insanım. Bunu öğrendiğimden beri iyice seçici oldum. Her yıl giymediğim kıyafetleri ayırıp kıyafet kumbaralarına atıyorum. Hem dolabım hafifliyor hem de birine yardım ettiğimi bildiğim için seviniyorum. Sizin yıllardır giymediğiniz ama belki bir gün giyerim diye tuttuğunuz kıyafete birinin ihtiyacı olabilir, lütfen kıyafetlerinizi paylaşın <3 Artık her yerde belediyelerin veya Kızılay’ın kıyafet kumbaraları var. Bulunduğunuz yer de yoksa da belediyenizi arayıp sorun ya da internetten aratın. Kıyafet bağışı toplayan biri muhakkak vardır.

İkinci el kıyafet uygulamalarını tarayın. Ben henüz bir şey bulup alamadım ama sürekli o uygulamalarda alışveriş yapan insanlar biliyorum. Şansını deneyin! Hem çok fazla para da harcamamış olursunuz..

Kitaplarınızı takaslayın ve bağışlayın!

Kitaplara iyice zam geliyor. Tekrar okumayı düşünmediğiniz, sevmediğiniz ama sırf kitaplık oluşturma takıntınızdan dolayı tuttuğunuz kitaplarınız muhakkak vardır. O kitapları takaslayıp yerine yenilerini koyun veya en azından bağış yapın. İnstagramda insanlar devasa kitaplıklarının fotoğrafını paylaşınca ben çok üzülüyorum, o kadar kitap o kadar çok insana dokunur kii… Lütfen kitap konusunda bencillik etmeyin, paylaşın! Ben artık sevdiğim kitaplarımı bile veriyorum çevremdekilere. Bana gerçekten bir şeyler kattığını düşünüyorsam, beğendiğim yerleri bir deftere yazıyorum ve kitabı kuzenime, kardeşime veya arkadaşıma veriyorum. Tekrar okumayı düşünmediğim kitapları ukitap.com’da takaslıyorum. Her yıl kitap bağışı yapmaya özen gösteriyorum. Her kitabınızı dağıtın demiyorum, benim de benim için çok kıymetli olan kitaplarım hala duruyor. Ama kitaplığınızda fazlalık kitaplar olduğuna adım gibi eminim.. kitaplık oluşturma hayaliniz/ takıntınız varsa lütfen durun ve bir düşünün; gerçekten o kadar kitaba ihtiyacınız var mı?

Lüzumsuzsa söndür!

Bulunduğun yerin elektrik faturasını sen ödemiyor olabilirsin, ödediğim sabit fiyata faturalar dahil olabilir ama yine de; lütfen gereksiz çalışan klimaları kapat, ışıkları kapat! Kaynaklarımız gereksiz yere harcanmasın. Burada olay sadece para değil, benim için olay hiçbir zaman para değil. Yurtta kalırken fatura ödemiyorum; ama gereksiz klima çalıştırmam ve gereksiz lambaları hep kapatırım. Prizlerde çalışmadan duran elektronik aletler de elektrik harcamaya devam ediyor diye duymuştum. Ne kadar doğru bilmiyorum. Aklıma geldikçe prizdeki kullanılmayan aletlerin fişlerini de çekiyorum.

Et tüketiminizi azaltın!

Bam bam bam! Bunu söylememin birkaç sebebi var. Öncelikle; sizin tabağınıza gelen bir kilo et için tam 15000 litre su harcanıyor + üstelik tek bir hayvanın beslenmesi için harcanan tahıl ile 8 tane insan beslenebiliyor. İkincisi; hayvanlar sağlıksız yollarla şişmanlatılıyor ve bu dolaylı yoldan size zarar veriyor. Üçüncüsü; kırmızı et tüketimi doğrudan kolon kanseri ile ilişkili. Dördüncüsü; hayvansal besinler, kolesterolü yükseltir ve kalp-damar hastalığı riskini artırır.

Benim bu zamana kadar okuduğum, öğrendiğim kadarıyla, en sağlıklı beslenme biçimi çoğunlukla vejetaryen beslenilen, arada sırada et yenilen beslenme tipi. (Tercihen balık, omega 3 kaynağı olduğu için – ama günümüzdeki çiftlik balıklarında ne kadar omega 3 olduğu şüpheli çünkü balıklara omega 3 aslen yosunlardan geliyor ve çiftliklerde yemle besleniyorlar) Ben uzun yıllardır çok az et tüketiyorum. Aslında kendi sağlığım için daha sık yemem gerekir bu söylediğim beslenme tipine göre. Ama zaten yemeyi sevmiyorum, yemek istemiyorum ve dünyada et tüketimi o kadar fazla ki birilerinin bir şekilde az yiyerek bunu dengelemeye çalışması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden vejetaryenlik ne kadar çok yaygınlaşırsa o kadar iyi diye düşünüyorum. Herkesin vegan olması gerektiğini düşünmüyorum, evet harika olurdu ama bunu beklemek ve insanlara vegan olmak zorundasınız demek aptallıktan başka bir şey değil. (Bknz: İnsan neden vegan olur adlı kitap)

Aslında genel olarak insanlara çıkıp da herhangi bir besin grubunu azaltmalarını söylemeyi doğru bulmuyorum. Mesela; herkese yani genele yönelik olarak ekmeği azalt demek çok saçma ve yanlış. Karşındaki insan 80 kilo olup günde sadece 1-2 dilim ekmek anca yiyor olabilir. O kişinin ekmeği azaltmasına gerek yoktur, hatta –yediği diğer şeylere göre değişse de- artırması bile gerekebilir çünkü gereğinden fazla hayvansal yağ veya protein yiyor olabilir. Kişinin tıbbi geçmişini, beslenme şeklini bilmeden herkese yönelik bu tarz tavsiyeler vermeyi doğru bulmuyorum. Ama az önce yazdığım etin zararlı ile ilgili paragrafın gayet açık olduğunu ve sizin yediğiniz et miktarına göre kendiniz karar verebileceğinizi düşünüyorum.

Not: Çevrenin ve tüketilen etlerin bu kadar sağlıksız olduğu bir dönemde sırf B12 ve protein almak için et yemek saçmalık. Çünkü aslında kurubaklagillerden ya da diğer bitkisel kaynaklardan da yeterli protein alabilirsiniz (hatta daha da güzel alırsınız çünkü bitkisel kaynaklae esansiyek aminoasitler içerir.). B12 konusunda ise; bir araştırma okumuştum, vejetaryen beslenenlerin et yiyenlere kıyasla daha fazla B12 yetersizliği yaşamadığını gösteriyordu. Benim de dün yaptırdığım kan testinde 450 çıktı B12 değerim!

Buruştu çizildi lekelendi diye kağıtları atmayın. Yarısını kullandığınız defteri atmayın.

Evimizde bir sürü küçük not defteri var mesela. Hiçbirini atmıyorum yarım yamalak diye. Yapılacaklar listesi yaparken, küçük notlar alırken onları kullanıyorum. Büyük defterlerin yapraklarını da koparıp sınav zamanı çalışma kağıdı yapıyorum. Atacağım zaman kesinlikle geri dönüşüme atıyorum. Evde o kadar çok defter var ki. Ne olacak o kadar defter bilmiyorum.. Sanırım mezun olduktan sonra onları da bağışlayacağım.

Suyu idareli kullanın

Duştayken suyu devamlı akıtmayın. Saçınızı şampuanlarken veya vücudunuzu sabunlarken suyu kapatın. Duşta ne kadar su harcadığımızı fark etmiyoruz. Aslında suyun debisi çok yüksek ve litrelerce su harcıyoruz, haberimiz yok..

Bulaşıkları yıkarken de çok fazla su harcamamaya özen gösterin. Olabildiğince az suyla çalkalayın. Mümkün olduğunca makinede eco modlarda yıkayın.

Plastik tabak, bardak, çatal, kaşık vs kullanmayın.

Otobüsle yolculuk ederken ne kadar plastik atıldığını gördükçe o kadar üzülüyorum ki! Bazı firmalar kağıt bardak kullanıyor ama çoğunluk hala plastik kullanmaya devam ediyor.

Kendiniz geri dönüştürün, farklı şeyler üretin, yaratıcılığını konuşturun!

Bu konuda en pek iyi değilim ama annem çok başarılı. Eskimiş, çizilmiş cam bardakların dışını boyayıp üzerine baskı yaparak minik saksılar yapıyor ve içine kaktüs gibi minik çiçekler dikiyor. Yumurta kabukları ve eski cd’ler ile bardak altlığı yapmış. Çiçeklerin dibine dökülen cam gibi taşları kısa bardakların etrafına yapıştırıp süslü kase yapmış. Kardeşimin eski kemanının üzerine mozaik taşlar yapıştırarak duvara süs yapmış. Eski kot pantolondan mandal sepeti yapmış. Evimiz böyle böyle değerlendirilmiş bir sürü eşyayla dolu. Hepsi de güzel hepsi de kullanılıyor. Hele hele keman efsane güzel olmuş. Eski kemandan süs yapmak kimin aklına gelir?


Benim bildiğim tüm yöntemler bunlar. Yazdıklarım arasında yanlış veya eksik olduğunu düşündüğünüz bir şey varsa lütfen yorumlarda yazın. Eklemek istediğiniz şeyleri bizimle paylaşın.

Artık Türkiye’de kompost da yaygınlaşıyor. Organik atıklarımızdan da fayda sağlayabiliyoruz.

Çevrenizdeki imkanları araştırın. Geri dönüşüme daha çok önem verin.

İzmir’de Bornova belediyesinin geri dönüşüm kutuları var. Plastik ve cam şişe attıkça kartınıza para yüklediğiniz, puan biriktikçe bisiklet hediye ettikleri kampanyaları var. Isparta’da belediyenin anlaştığı firma her hafta evinize gelip geri dönüştürebilir atıklarınızı alıyor. Antalya’da Muratpaşa belediyesi kartınıza para yüklüyor ya da isterseniz adınıza bağış yapıyor.

Diyeceğim o ki; yapabileceğiniz bir şeyler muhakkak vardır. Lütfen elinizden geleni yapın. Çevrenizdekileri uyarın.  

4 okuyucu bu yazıyı sevmiiiş!

4 Yorum

  • yobusrayo

    o kadar güzel yamışsın ki hepsini tekrar tekrar okuyup üstünde düşünmek istedim. kendi eksiklerimin farkına vardım. hatta bunları yazarken mutfağın ışığını kapatmadığımı hatırladım ve kalkıp kapattım hemen.
    cilt ve makyaj malzemelerini azalttım ve yaptığım en doğru şeylerden. kahveyi termosta veya fincanda almayı hatırlatıyorum kendime hep. mutfağa plastik eşya sokmamaya çalışıyorum ama dışarıda yemek yiyeceğim zaman peçete konusunda dikkatli olamıyorum mesela. Ve kitap konusunda da hala kendimde olması için arkadaşımdan ödünç almak yerine yenisini alıyorum… kitaplık hayali bende de var ve nasıl aşacağım bilmiyorum. 🙁

    • Şeyma Mektepli

      Kitaplık hayali bende de vardı, hala daha kitaplığım var ve gereksiz fazla olduğunu biliyorum. Şöyle bir şey yapabilirsin; kitaplarını tekrar gözden geçirirsin, çok sevdiklerin – henüz okumadıkların – sevmediklerin – artık ilgi duymadıkların vs şeklinde. Sevdiklerin ve okumadıklarını tekrar kitaplığa koyarsın. Diğerlerini de tekrar filtrelersin. Gözden çıkarabildiklerini bir yere ayır. Takas yapabileceği kitaplar varsa takasla, kalanını da sahafa sat veya bağışla. Birkaç kitap olunca az gibi geliyor bağış yapmak için ama hiç yoktan iyidir deyip göndermek gerek aslında 🙁 Zatenn ptt ile çoook ucuza gidiyor. Eğer hiçbirini vermek içinden gelmiyorsa, kendini zorlama, bırak. İleride tekrar gözden geçirirsin bu durumu. Belki de şu anda kitaplara çok önem verdiğin bir dönemdesindir ve vazgeçmek istemiyorsundur ama -yine belki- ileride geçer ve paylaşmak istersin? 🙂

      Kitap paylaşmak güzel ama içinden geldiği içi yap, mecbur hissettiğin için değil <3

    • Şeyma Mektepli

      Vaaar 🙂 Cook markasının tamamen geri dönüştürülmüş çöp poşetleri var. Kutuları kahverengi. Patatesten yapılıyordu sanırım, tam emin değilim. Aynı zamanda bulaşık süngerleri de var. Sanırım streç film vs de var. Migrosta görmüştüm. Daha pahalı tabii ki ama bence değer. Ben bulaşık süngerini almıştım ama daha kullanmaya başlamadım.

Eklemek istediğiniz bir şeyler mi var? Bir yorum yazın!