Lavanta Kokulu Köy | Kuyucak, Isparta
Merhaba! Annemler iki yıldır her yaz Lavanta Köyüne gidiyordu ama ben hiç gidememiştim. Benim Ispartaya gittiğim dönemler lavanta mevsimine denk gelmiyordu. Bu yıl şansıma tam zamanıydı ve mevsimini kaçırmadan gitmek istedik. Önce biraz etrafı dolaşıp neler var diye baktık. Birkaç tane lavanta tarlasını dolaşıp fotoğraf çekildik. Zaten herkes fotoğraf çekilmeye gidiyor aslında. Özel kombin yapanlar, fotoğraf çekilmek için dantelli şemsiye götürenler falan vardı. Bazı yerlerde fotoğraf çekinilmesi için özel perdeler, süsler falan yapılmış. Zaten turist alan bir yer ve turistlerle hareketleniyor. O yüzden fotoğraf çekilebileceğiniz özel yerler yapmışlar. Ben köy evlerine, eski evlere meraklıyım biliyorsunuz 🙂 Lavantadan yapılmış taçlardan aldık 🙂 Ben eve gelene kadar kafamdan çıkarmadım! Aslında almayacaktım, kardeşim…
Gezi || Heidelberg, Almanya
Merhaba! Almanya’ya gittiğimde Heidelberg’e gezmeye gitmiştik. Gerçekten çok güzel, küçük tatlı bir şehirdi. Daha önce Heidelberg Öğrenci Hapishanesi yazımda bahsetmiştim biraz. Heidelberg, aslında bir üniversite şehri. 1386 kurulmuş, oldukça eski ve köklü bir üniversitesi var. Almanya’nın en eski üniversitesiymiş. Şehirde ilk durağımız, üniversitenin kütüphanesi olduğu için ilk dakikadan mimarisiyle kalbimizi kazandı. Gerçekten kütüphane binası harikaydı. İçi de çok güzelmiş ama biz gezmedik maalesef. Google Haritalarda harika görüntüler var, buraya linkini bırakıyorum. Merak edenler bakabilir 🙂 Yukarıdaki fotoğraf, Heidelberg’te çektiğim ilk fotoğraf ve kütüphanenin yan sokağı. Şehre girdiğimizde, dikkatimizi çeken ilk şey bisikletli gençlerin çokluğu olduğu. Neredeyse herkes bisikletliydi. Muhtemelen hepsi üniversite öğrencisiydi. Kütüphanenin önü de tıklım tıklım bisiklet doluydu zaten…
Heidelberg Öğrenci Hapishanesi
Şimdi diyeceksiniz ki ‘Öğrenci hapishanesi mi olurmuş?’ İlk gördüğümde ben de çok şaşırmıştım. Görür görmez de ‘Kesinlikle gitmeliyiz!’ dedim. Haliyle Heidelberg gezimizde ilk durağımız hapishane oldu 🙂 Heidelberg küçük bir şehir. Bir üniversite şehri aslında. 1386 kurulmuş oldukça eski bir üniversitesi var. Şehirde de sokaklarda dolaşırken şehrin tarihi dokusunu hissediyorsunuz. Tam bir Alman şehri. Alman mimarisi. Sokakları muazzam. Güzel havada elinize bir dondurma alıp sokaklarda dolaşabilirsiniz, o kadar güzel bir yer. (Bizim gittiğimiz gün yağmurluydu maalesef) Oldukça orijinal dükkanlar var. Hepsi de çok sevimli. Almanların farklı kültürel ögelerini görebileceğiniz güzel dükkanlar. Geleneksel tematik restaurantları da var. Öğrenci hapishanesi, tahmin edebileceğiniz gibi haylaz üniversite öğrencileri için yapılmış. 1778‘den 1914‘e kadar yaramazlar…
Fotoğraflarla Bahar’ 17
Merhaba!! Bu dönem, geçtiğimiz dönemlere göre daha farklı aktivitelere katıldığım, kendimle ilgili bazı şeylerin farkına vardığım, birçok insanla tanışıp sohbet ettiğim güzel bir dönem oldu. Bu süreçte etkinliklerde en az 1 fotoğraf çekip bir foto-günlük oluşturmaya çalıştım. Güzel anılarla dolu fotoğraflar biriktirdim ve bu yazıyla onları bir araya getirdim 🙂 Bu dönemin en büyük güzelliklerinden biri kendi kahvemi kendim demlemeyi öğrenmem oldu. Geçen dönem İzmir Kahve Festivali‘nde tanıştığım single origin kahvelerle kahvenin farklı aromalarını keşfettim ve kahveyi daha sevdim. French Press’im ve kahvelerimden Kış Favorileri yazısında bahsetmiştim. Bu dönem, hayatımda en çok film izlediğim dönem oldu! Toplam sayısını bilmiyorum bile! Birkaç tane film önerisi yazısı yazmıştım. Önce insanda kaçıp gitme isteği uyandıran…
Su Uçuran Şelalesi & Doğa Yürüyüşü
İzmir’e geldiğimden beri en çok istediğim şeylerden biri doğa yürüyüşlerine katılmaktı. Okuldaki topluluklara bakmıştım ama maalesef bir trekking topluluğu yoktu. Başka kulüplerin etkinliklerini araştırmaksa nedense hiç aklıma gelmedi, açıkçası böyle şeyler olduğundan bile haberim yoktu. (Kim bilir ne güzel etkinlikler oluyor da haberim yok..) Geçen hafta Pinquitte (aka Aycan), bulduğu bir etkinlik linkini atıp istersen gidelim demişti. Linkte ‘doğa yürüyüşü’ ve ‘şelale’ kelimelerini görünce bile heyecanlandım ‘oooo doğa yürüyüşüne gidiyooooos’ modunda açtım linki. İpli İniş falan da yazıyor, dedim ‘Aycan gidiyoruz!’ (Böyle demedim tabi ‘ay süpeeer’, ‘çoh heycanlıııı’ vb bilumum mesajlar sıraladım, -yaklaşık 15 kadar-) Yürüyüşü İzmir Gençleri Dağcılık Kulübü düzenliyordu. Anlaşıp, karar verdik, isimleri yazdırdık. Aycan, Aycan’ın kardeşi Emine ve ben…